#smrgSAHAF Dinde Kırk Esas -

Stok Kodu:
1199113240
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
429 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1972
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
Din
0,00
1199113240
498979
Dinde Kırk Esas -
Dinde Kırk Esas - #smrgSAHAF
0.00
İslam fukahâsı fıkhî kaideleri ve İslam hukukunun genel ilkelerini tespit etmeye, bu konuda eserler yazmaya önemle eğilmişler, bunun dindeki önemine, ilim ve fıkıhta ilerleme konusundaki etkilerine işaret etmişlerdir. Karâfî (ö.684) , Tâceddin es-Subkî (ö.771) , Zerkeşî (794) ve İbn Nüceym (ö.970) vb. gibi farklı ekollere mensup fıkıhçılar bu türde eser veren birkaçıdır. Bu çerçevede yazılan en güzel eserlerden biri kuşkusuz Şâfii-Eş'ârî ekolün mühim simalarından İzz b. Adisselam'ın Kavâidü'l-ahkâm fî mesâlihi'l-enâm isimli kitabıdır. Müellif bu kitapta fıkhî ilkelerin tespiti, delillendirilmesi ve örneklendirilmesi konusunda kendisinden önce kimsenin başaramadığı seviyede önemli bilgiler vücuda getirmiş, aynı sahada eser yazan diğer müelliflerde görülmeyen bütüncül, sistematik ve felsefî bir bakış açısı ortaya koymuştur. İzz b. Abdisselam bu eserinde İslam fıkhının bütünüyle maslahatların dikkate alınması ve mefsedetlerin ortadan kaldırılması temelinde değerlendirilebileceğini göstermiş, İslam dininin temek maksatlarını kapsamlı ve derin bir bakış açısıyla ele almıştır. Daha sonra Şâtıbî ve Şah Veliyyullah gibi alimlerin geliştirdikleri bir İslam ilminin kurucuları arasında İzzüddîn b. Abdisselam önemli bir yere sahiptir. Bu ilmin amacı, a)dinin niçin var olduğu, emir ve yasakların insana ne fayda sağladığı soruları için hem küllî (genel, teorik temel olarak) hem de cüz'î (her bir hüküm için ayrı) cevaplara ulaşmaktır, b) dini doğru anlamak, maksada uygun yaşamak için zaruri olan "hikmeti kavramak"tır. Bu ilim sayesinde (yazara göre) "nass ve icmaın bulunmayıp kıyasın da mümkün olmadığı durumlarda dinin maksatlarından hareketle meseleler çözüme kavuşturulur". İlim geliştikçe alimler daha ileriye adımlar atmış, nassın bulunduğu durumlarda da dinin genel maksadını göz önüne alarak nasları değerlendirmiş (belli bir nassı, nasların bütünü içinde ele almış), Allah'ın kulları için öngördüğü amacı gerçekleştirmeye gayret etmişlerdir. "Din hem maslahatların elde edilmesi, hem de mefsedetlerin defi açısından tümüyle maslahattır. Allah'ın ‘ey iman edenler' nidasını duyduğun zaman O'nun öğüdünü dinle, ya bir hayra teşvik ettiğini veya bir şerden sakındırdığını ya da ikisini bir arada görürsün" diyen yazar bu hikmet ve maslahatı herkesin anlayabileceği bir üslupta ortaya koymuş, müminlerin gönülleri yanında akıllarının da tatmin olmasının yolunu açmıştır. Şâtıbî'yi ve Şâh Veliyyullah'ı sevgili talebem M. Erdoğan Türkçeye kazandırmıştı. Bu güzel eseri de yine sevili ve çalışkan talebelerim S. Kaya ve S. Duman başarı ile Türkçeye çevirmişlerdir. Mutluluk duygusu içinde onları tebrik ediyor, eserin daha "canlı, şuurlu ve verimli bir din hayatı"na katkıda bulunmasını niyaz ediyorum.
İslam fukahâsı fıkhî kaideleri ve İslam hukukunun genel ilkelerini tespit etmeye, bu konuda eserler yazmaya önemle eğilmişler, bunun dindeki önemine, ilim ve fıkıhta ilerleme konusundaki etkilerine işaret etmişlerdir. Karâfî (ö.684) , Tâceddin es-Subkî (ö.771) , Zerkeşî (794) ve İbn Nüceym (ö.970) vb. gibi farklı ekollere mensup fıkıhçılar bu türde eser veren birkaçıdır. Bu çerçevede yazılan en güzel eserlerden biri kuşkusuz Şâfii-Eş'ârî ekolün mühim simalarından İzz b. Adisselam'ın Kavâidü'l-ahkâm fî mesâlihi'l-enâm isimli kitabıdır. Müellif bu kitapta fıkhî ilkelerin tespiti, delillendirilmesi ve örneklendirilmesi konusunda kendisinden önce kimsenin başaramadığı seviyede önemli bilgiler vücuda getirmiş, aynı sahada eser yazan diğer müelliflerde görülmeyen bütüncül, sistematik ve felsefî bir bakış açısı ortaya koymuştur. İzz b. Abdisselam bu eserinde İslam fıkhının bütünüyle maslahatların dikkate alınması ve mefsedetlerin ortadan kaldırılması temelinde değerlendirilebileceğini göstermiş, İslam dininin temek maksatlarını kapsamlı ve derin bir bakış açısıyla ele almıştır. Daha sonra Şâtıbî ve Şah Veliyyullah gibi alimlerin geliştirdikleri bir İslam ilminin kurucuları arasında İzzüddîn b. Abdisselam önemli bir yere sahiptir. Bu ilmin amacı, a)dinin niçin var olduğu, emir ve yasakların insana ne fayda sağladığı soruları için hem küllî (genel, teorik temel olarak) hem de cüz'î (her bir hüküm için ayrı) cevaplara ulaşmaktır, b) dini doğru anlamak, maksada uygun yaşamak için zaruri olan "hikmeti kavramak"tır. Bu ilim sayesinde (yazara göre) "nass ve icmaın bulunmayıp kıyasın da mümkün olmadığı durumlarda dinin maksatlarından hareketle meseleler çözüme kavuşturulur". İlim geliştikçe alimler daha ileriye adımlar atmış, nassın bulunduğu durumlarda da dinin genel maksadını göz önüne alarak nasları değerlendirmiş (belli bir nassı, nasların bütünü içinde ele almış), Allah'ın kulları için öngördüğü amacı gerçekleştirmeye gayret etmişlerdir. "Din hem maslahatların elde edilmesi, hem de mefsedetlerin defi açısından tümüyle maslahattır. Allah'ın ‘ey iman edenler' nidasını duyduğun zaman O'nun öğüdünü dinle, ya bir hayra teşvik ettiğini veya bir şerden sakındırdığını ya da ikisini bir arada görürsün" diyen yazar bu hikmet ve maslahatı herkesin anlayabileceği bir üslupta ortaya koymuş, müminlerin gönülleri yanında akıllarının da tatmin olmasının yolunu açmıştır. Şâtıbî'yi ve Şâh Veliyyullah'ı sevgili talebem M. Erdoğan Türkçeye kazandırmıştı. Bu güzel eseri de yine sevili ve çalışkan talebelerim S. Kaya ve S. Duman başarı ile Türkçeye çevirmişlerdir. Mutluluk duygusu içinde onları tebrik ediyor, eserin daha "canlı, şuurlu ve verimli bir din hayatı"na katkıda bulunmasını niyaz ediyorum.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat