#smrgKİTABEVİ De La Turquie Au Türkistan = Türkiye'den Türkistan'a -

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Ajans Türk Matbaacılık
Hazırlayan:
Türkiye Fransız Kültür Merkezleri - Fransa Kültür Bakanlığı
Stok Kodu:
1199164566
Boyut:
30x21
Sayfa Sayısı:
56 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1991
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe - Fransızca
Kategori:
0,00
1199164566
550719
De La Turquie Au Türkistan = Türkiye'den Türkistan'a -
De La Turquie Au Türkistan = Türkiye'den Türkistan'a - #smrgKİTABEVİ
0.00
M- Stüdyosunda, çağdaşlarının, iyi kötü poz vererek çektirdikleri, onbirlerce portresini üreten, monden bir fotoğrafçı ve titiz bir teknisyen olan Paul Nadar, 1890 güzünde Paris'ten yola koyulup, Istanbul üzerinden, Orta Asya'nın derinliklerine kadar uzanan bir yolculuğa çıkar. Işte, elimizde, bu yolculuk sırasında çektiği iki bin küsur fotoğraftan bir kaç tanesi.

Bu nedenle, VakıfBankla Fransız Kültür Enstitükrinin bize armağan ettikleri bu sergi, bir seyahatnaıne niteliğindedir. Ancak bu, coğrafyacıların ve devr-i alemcilerin çağı olan XIX. yüzyılda çok rağbet gören türden, bir yazarın kaleminden çıkmış bir seyahatname yazmaktan pek hoşlanmayan bir fotoğrafçı= seyahatnaınesidir.

Bu fotoğraf albümü, daha ilk bakışta insanı hem şaşırtıyor, hem de büyülüyor. Kuşkusuz, geçen yüzyılın sonunda Osmanlı dünyasının, Kafkasya'nın ve Orta Asya'nın yeniden canlandırılması ve seyahatın yarattığı egzotizm duygusu, sergiyi gezenlerde, kıtaların en kütleselinin haritalarının uçsuz buçaksızlığı, ya da bozkır imparatorluklarılarının yıkıntıları üzerindeki at koşturmaları ile ilgili olarak kurulan ergenlik düşlerinin nostaljisini kolayca uyandırıveriyor. Ancak, sergiyi gezenkrin aldıkları keyif bundan ibaret değil; aynı zamanda, iki aylık bir seyahatin yarattığı ve canlı tuttuğu heyecanı her bir görüntüye yansitmayt başaran fotoğrafçı, bizleri Paul Nadar'dan ayıran koca bir yüzyıla karşın, kendi mutluluğunu da bizlerle paylaşıyor. Müşterilerini ve konularını ayrıntılı bir şekilde incelemeye alışkın olan bu özenli portre uzmanı, beklenmedik bir biçimde, edebiyatta ifade edilmesi çok güç olan seyahat etme duygusunu fotoğraflarında yansıtmayı başarıyor; bu sergideki görüntülerin her birinde varlığını hissettiren bu duygunun yarattığı mutluluk, ilginç bir biçimde, tüm izleyicilere de ulaşıyor.

François Dopffer Türkiye'de Fransa Büyükelçisi

M- Stüdyosunda, çağdaşlarının, iyi kötü poz vererek çektirdikleri, onbirlerce portresini üreten, monden bir fotoğrafçı ve titiz bir teknisyen olan Paul Nadar, 1890 güzünde Paris'ten yola koyulup, Istanbul üzerinden, Orta Asya'nın derinliklerine kadar uzanan bir yolculuğa çıkar. Işte, elimizde, bu yolculuk sırasında çektiği iki bin küsur fotoğraftan bir kaç tanesi.

Bu nedenle, VakıfBankla Fransız Kültür Enstitükrinin bize armağan ettikleri bu sergi, bir seyahatnaıne niteliğindedir. Ancak bu, coğrafyacıların ve devr-i alemcilerin çağı olan XIX. yüzyılda çok rağbet gören türden, bir yazarın kaleminden çıkmış bir seyahatname yazmaktan pek hoşlanmayan bir fotoğrafçı= seyahatnaınesidir.

Bu fotoğraf albümü, daha ilk bakışta insanı hem şaşırtıyor, hem de büyülüyor. Kuşkusuz, geçen yüzyılın sonunda Osmanlı dünyasının, Kafkasya'nın ve Orta Asya'nın yeniden canlandırılması ve seyahatın yarattığı egzotizm duygusu, sergiyi gezenlerde, kıtaların en kütleselinin haritalarının uçsuz buçaksızlığı, ya da bozkır imparatorluklarılarının yıkıntıları üzerindeki at koşturmaları ile ilgili olarak kurulan ergenlik düşlerinin nostaljisini kolayca uyandırıveriyor. Ancak, sergiyi gezenkrin aldıkları keyif bundan ibaret değil; aynı zamanda, iki aylık bir seyahatin yarattığı ve canlı tuttuğu heyecanı her bir görüntüye yansitmayt başaran fotoğrafçı, bizleri Paul Nadar'dan ayıran koca bir yüzyıla karşın, kendi mutluluğunu da bizlerle paylaşıyor. Müşterilerini ve konularını ayrıntılı bir şekilde incelemeye alışkın olan bu özenli portre uzmanı, beklenmedik bir biçimde, edebiyatta ifade edilmesi çok güç olan seyahat etme duygusunu fotoğraflarında yansıtmayı başarıyor; bu sergideki görüntülerin her birinde varlığını hissettiren bu duygunun yarattığı mutluluk, ilginç bir biçimde, tüm izleyicilere de ulaşıyor.

François Dopffer Türkiye'de Fransa Büyükelçisi

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat