#smrgSAHAF Carl Schmitt'in Politik Felsefesi: Modern Devletin Müdafaası -

Stok Kodu:
1199071301
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
217 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199071301
457203
Carl Schmitt'in Politik Felsefesi: Modern Devletin Müdafaası -
Carl Schmitt'in Politik Felsefesi: Modern Devletin Müdafaası - #smrgSAHAF
0.00
CARL SCHMITT (1888-1985) Almanya'da Protestanlık ile Katolikliğin sınır kasabası Plettenberg'de bir Katolik ailesinin çocuğu olarak doğdu. Gymnasium'da Latincenin yarattığı heyecanla filolojiye yönelen Carl Schmitt, bu kararını değiştirerek üniversite eğitimini hukuk alanında tamamladı. Strasbourg'da Gerhard Laband'ın gözetiminde 1910'da doktorasını tamamladı; Münih ve Greifswald'daki öğretim üyeliklerinden sonra Rudolf Smend'in halefi olarak Bonn Üniversitesi'ne geçti. Kirchheimer gibi Frankfurt Okulu temsilcileri ve Leo Strauss gibi muhafazakârlar bu yıllarda öğrencisi oldu. 1928'de başkentin cazibesi onu Berlin'e sürükledi. Almanlara özgü Genel Devlet Teorisi'nin (Allgemeinestaatslehre) en önemli düşünürlerinden olan Carl Schmitt, savaş sonrasında üniversiteden uzaklaştırıldı. 1985'e kadar süren uzun hayatını doğduğu kasabada Avrupalı düşünürler için uğranılmadan geçilmeyen adam olarak tamamladı. Carl Schmitt'in en önemli eserleri Weimar Cumhuriyeti'nin karmaşasından beslenmiştir. Cumhuriyetin politik ve anayasal zafiyetlerine karşı politik olanı "dost-düşman" karşıtlığında araması, liberal parlamentarizm eleştirisi, total devlet anlayışı, egemenlik kavramı bu yıllardaki eserlerinin temel sorununu oluşturur. Otuzlu yıllarda hükümetlere "bas danışman" olarak hizmet etti. Bu yıllardaki asıl sorunları, meşruiyet, yasallık, Reich, nomos ve Grossraum kavramlarıdır. Savaş sonrasında iki önemli eseri vardır; biri, politik olanı yeniden yorumladığı "Partizan Teorisi" ve diğeri, bir cevap niteliği taşıyan "Politik Teoloji II" kitabıdır.

C. Schmitt'e göre Devlet politik olanı tekelinde tutmayı sürdürdükçe devlet olma halini koruyabilir. Yani Devletin idesi, politik olana sahip olmasıdır. Politik birliğin en önemli niteliği, kendi içindeki farklılıkları aşabilen bir karar gücüne sahip olmasıdır. Böylesi bir karar gücüne sahip olan Devlettir. Politik olan devleti önceler ve devlet tekeline mahkumdur.

Alman politik düşünce geleneği, sadece halkı değil, Devleti de sevmeyi gerektirir. Alman halkını millet kılan düşünürleri ve şairleridir. Fakat Cumhuriyet, bu şiirselliği somut bir düzene çevirerek halk ile kurumu birleştirmiştir. Halkı kurum formuna sokan ise, egemenliktir. Bu bağlamda Devlet, kurumlaşmış egemenliktir; fakat sadece kurumdan ibaret değildir. Devlet halkın hayat tarzının hukuka aktarılmasıyla kurumlasın Sadece daha güçlü olduğu için değil, aynı zamanda daha yüce olduğu için de iktidar sahibidir. (Arka kapaktan)

CARL SCHMITT (1888-1985) Almanya'da Protestanlık ile Katolikliğin sınır kasabası Plettenberg'de bir Katolik ailesinin çocuğu olarak doğdu. Gymnasium'da Latincenin yarattığı heyecanla filolojiye yönelen Carl Schmitt, bu kararını değiştirerek üniversite eğitimini hukuk alanında tamamladı. Strasbourg'da Gerhard Laband'ın gözetiminde 1910'da doktorasını tamamladı; Münih ve Greifswald'daki öğretim üyeliklerinden sonra Rudolf Smend'in halefi olarak Bonn Üniversitesi'ne geçti. Kirchheimer gibi Frankfurt Okulu temsilcileri ve Leo Strauss gibi muhafazakârlar bu yıllarda öğrencisi oldu. 1928'de başkentin cazibesi onu Berlin'e sürükledi. Almanlara özgü Genel Devlet Teorisi'nin (Allgemeinestaatslehre) en önemli düşünürlerinden olan Carl Schmitt, savaş sonrasında üniversiteden uzaklaştırıldı. 1985'e kadar süren uzun hayatını doğduğu kasabada Avrupalı düşünürler için uğranılmadan geçilmeyen adam olarak tamamladı. Carl Schmitt'in en önemli eserleri Weimar Cumhuriyeti'nin karmaşasından beslenmiştir. Cumhuriyetin politik ve anayasal zafiyetlerine karşı politik olanı "dost-düşman" karşıtlığında araması, liberal parlamentarizm eleştirisi, total devlet anlayışı, egemenlik kavramı bu yıllardaki eserlerinin temel sorununu oluşturur. Otuzlu yıllarda hükümetlere "bas danışman" olarak hizmet etti. Bu yıllardaki asıl sorunları, meşruiyet, yasallık, Reich, nomos ve Grossraum kavramlarıdır. Savaş sonrasında iki önemli eseri vardır; biri, politik olanı yeniden yorumladığı "Partizan Teorisi" ve diğeri, bir cevap niteliği taşıyan "Politik Teoloji II" kitabıdır.

C. Schmitt'e göre Devlet politik olanı tekelinde tutmayı sürdürdükçe devlet olma halini koruyabilir. Yani Devletin idesi, politik olana sahip olmasıdır. Politik birliğin en önemli niteliği, kendi içindeki farklılıkları aşabilen bir karar gücüne sahip olmasıdır. Böylesi bir karar gücüne sahip olan Devlettir. Politik olan devleti önceler ve devlet tekeline mahkumdur.

Alman politik düşünce geleneği, sadece halkı değil, Devleti de sevmeyi gerektirir. Alman halkını millet kılan düşünürleri ve şairleridir. Fakat Cumhuriyet, bu şiirselliği somut bir düzene çevirerek halk ile kurumu birleştirmiştir. Halkı kurum formuna sokan ise, egemenliktir. Bu bağlamda Devlet, kurumlaşmış egemenliktir; fakat sadece kurumdan ibaret değildir. Devlet halkın hayat tarzının hukuka aktarılmasıyla kurumlasın Sadece daha güçlü olduğu için değil, aynı zamanda daha yüce olduğu için de iktidar sahibidir. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat