#smrgSAHAF Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bir Bakış -

Stok Kodu:
1199106677
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
416 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199106677
492437
Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bir Bakış -
Bugünden Yarına Türk Dünyasına Stratejik Bir Bakış - #smrgSAHAF
0.00
Soğuk savaş sonrası tarih, Türkiye'nin önüne oyununun kurallarını belirleme anlamında onlarca fırsat çıkmıştır. Türkiye bu fırsatları hem anlayamamış hem de hazırlıksız yakalandığından yeterince değerlendirememiştir. Türkiye'de bir takım yetkililer “bize yedirmezler”, “kimsenin toprağında gözümüz yok”türünden boş sözlerden meşruiyet aramıştır. Sonuçta bu egemen anlayışa aykırı olarak bir Türk Dünyası gerçeğiyle Türkiye karşı karşıya kalmıştır. SSCB'nin yıkılmasıyla boşlukta kalan Türk coğrafyasına küresel güçler akbaba gibi üşüşürken Türkiye konuya duygusal ve yüzeysel bir biçimde yaklaşmıştır. Elbette önemli işler de yapılmıştır. Ancak bunlar kurumsal, hedefe yönelik ve belirli bir proje çerçevesinde olmamıştır. Çünkü Türkiye davası olmayan bir ülkeydi. Türkiye'yi yönetenlerin mevcudu muhafaza dışında bir davaları olmamıştır. Halbuki Türkiye'nin kendisi farkında olmasa da bir Türk Dünyası davası vardır. İdeal anlamda da bir stratejisi ve hamlesi olmalıdır.

Bu gerçeklere karşın Türkiye'nin yönetiminde milli hassasiyet ve strateji yoksunluğu egemendir. Bunun kanıtı Kıbrıs, Kerkük-Musul, Türk Dünyası, AB ve ABD vb. ile olan ilişkiler konusunda ülkenin etkin siyasileri ve aydınların yaklaşım tarzlarıdır. Avrupa'dan beslenen aydın gazeteci ve yazar takımı AB afyonu ile Türk kamuoyunu zehirlemişlerdir. Bu durumun Türk siyaseti üzerinde AB, İsrail ve ABD servislerinin, lobilerinin, kurumların, şirketlerinin ve localarının inanılmaz etkisini göstermektedir

Soğuk savaş sonrası tarih, Türkiye'nin önüne oyununun kurallarını belirleme anlamında onlarca fırsat çıkmıştır. Türkiye bu fırsatları hem anlayamamış hem de hazırlıksız yakalandığından yeterince değerlendirememiştir. Türkiye'de bir takım yetkililer “bize yedirmezler”, “kimsenin toprağında gözümüz yok”türünden boş sözlerden meşruiyet aramıştır. Sonuçta bu egemen anlayışa aykırı olarak bir Türk Dünyası gerçeğiyle Türkiye karşı karşıya kalmıştır. SSCB'nin yıkılmasıyla boşlukta kalan Türk coğrafyasına küresel güçler akbaba gibi üşüşürken Türkiye konuya duygusal ve yüzeysel bir biçimde yaklaşmıştır. Elbette önemli işler de yapılmıştır. Ancak bunlar kurumsal, hedefe yönelik ve belirli bir proje çerçevesinde olmamıştır. Çünkü Türkiye davası olmayan bir ülkeydi. Türkiye'yi yönetenlerin mevcudu muhafaza dışında bir davaları olmamıştır. Halbuki Türkiye'nin kendisi farkında olmasa da bir Türk Dünyası davası vardır. İdeal anlamda da bir stratejisi ve hamlesi olmalıdır.

Bu gerçeklere karşın Türkiye'nin yönetiminde milli hassasiyet ve strateji yoksunluğu egemendir. Bunun kanıtı Kıbrıs, Kerkük-Musul, Türk Dünyası, AB ve ABD vb. ile olan ilişkiler konusunda ülkenin etkin siyasileri ve aydınların yaklaşım tarzlarıdır. Avrupa'dan beslenen aydın gazeteci ve yazar takımı AB afyonu ile Türk kamuoyunu zehirlemişlerdir. Bu durumun Türk siyaseti üzerinde AB, İsrail ve ABD servislerinin, lobilerinin, kurumların, şirketlerinin ve localarının inanılmaz etkisini göstermektedir

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat