#smrgSAHAF Bir Tanpınar Fetişizmi: Modernleşmenin Zihniyet Dünyası -

Stok Kodu:
1199156628
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
199 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199156628
542782
Bir Tanpınar Fetişizmi: Modernleşmenin Zihniyet Dünyası -
Bir Tanpınar Fetişizmi: Modernleşmenin Zihniyet Dünyası - #smrgSAHAF
0.00
Aydınlanma'nın birer çığır olmaktan çok birer ethos(tavır) olduğunu düşünüyorum. Kant'tan yola çıkarak. Bunlardan birer "imkân" olarak söz etmemin nedeni de budur zaten. Eğer "imkân"dan, mümkün olandan söz ediyorsak zaten "çoğul" bir zeminde olduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Bu anlamda Tanpınar'ın Rönesans, Reform ve Aydınlanma'nın tek "imkân"ı olmayabileceğini peşinen kabul ediyorum. Ama benim için öyle oldu! Bunu bir "fetişizm" içerdiğini de kabul ediyorum. Tanpınar fetişizmim, benim için bu memleketi kendi çapımda anlamamı mümkün kılmıştır. Abarttığımın farkındayım. Ama hangi hakikat abartılı değildir ki? Sonuç olarak Tanpınar ile ilgili bir kitap yazma niyetimin Türkiye ile ilgili bir kitap yazmakla sonuçlandığının farkındayım. Bir anlamda Tanpınar'a haksızlık ettiğimi de düşünmüyor değilim. Ama yine de beni en iyi Tanpınar'ın anlayacağını sanıyorum. Çünkü bu memleketin nasıl "dominant" bir memleket olduğunu en iyi Tanpınar bilir. "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor", diyen Tanpınar değil miydi? Tanpınar'ın derdi memleket değil miydi? Dostları tarafından bile "Kırtipil Hamdi" diye anılan Tanpınar sanırım bu kitabın son cümlesini duysaydı çok sevinirdi. Tanpınar Türkiye'dir.
Aydınlanma'nın birer çığır olmaktan çok birer ethos(tavır) olduğunu düşünüyorum. Kant'tan yola çıkarak. Bunlardan birer "imkân" olarak söz etmemin nedeni de budur zaten. Eğer "imkân"dan, mümkün olandan söz ediyorsak zaten "çoğul" bir zeminde olduğumuzu kabul etmemiz gerekir. Bu anlamda Tanpınar'ın Rönesans, Reform ve Aydınlanma'nın tek "imkân"ı olmayabileceğini peşinen kabul ediyorum. Ama benim için öyle oldu! Bunu bir "fetişizm" içerdiğini de kabul ediyorum. Tanpınar fetişizmim, benim için bu memleketi kendi çapımda anlamamı mümkün kılmıştır. Abarttığımın farkındayım. Ama hangi hakikat abartılı değildir ki? Sonuç olarak Tanpınar ile ilgili bir kitap yazma niyetimin Türkiye ile ilgili bir kitap yazmakla sonuçlandığının farkındayım. Bir anlamda Tanpınar'a haksızlık ettiğimi de düşünmüyor değilim. Ama yine de beni en iyi Tanpınar'ın anlayacağını sanıyorum. Çünkü bu memleketin nasıl "dominant" bir memleket olduğunu en iyi Tanpınar bilir. "Türkiye evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkânını vermiyor", diyen Tanpınar değil miydi? Tanpınar'ın derdi memleket değil miydi? Dostları tarafından bile "Kırtipil Hamdi" diye anılan Tanpınar sanırım bu kitabın son cümlesini duysaydı çok sevinirdi. Tanpınar Türkiye'dir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat