#smrgKİTABEVİ Bay Lear -

Kondisyon:
Yeni
Dizi Adı:
Edebiyat
ISBN-10:
9789750814525
Stok Kodu:
1199097384
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
212 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199097384
483192
Bay Lear -
Bay Lear - #smrgKİTABEVİ
0.00
Rastlantıdan kaçma. Rastlantının kucağına düş, o senden akıllı, diyen Oktay Rifat, 1982 yılında yayımlanan üçüncü romanı Bay Lear'de, Shakespeare'in, krallığını kızları arasından bölüştürmek isteyen ve sahip olduğu gücü paylaştırmaya kalkışınca kendisini trajik olayların kucağında bulan yaşlı kralı Lear gibi bir yaşlı adamın çevresinde kurar hikâyesini.

Bir de yıldızım var kimi zaman başımı kaldırıp baktığım, her seferinde bulduğum. Bir üçgenin uçlarıyız. Kıyıdaki yıldız pencere, gökteki yıldız, taraçada ben. Denize bakmadan eve giremem. Eve girmeden denizi düşünemem. Ay ışığında, aralık bıraktığı kapıyı itiyorum usulca. Elimi tutuyor, elleri soğuk. Vermekten çekiniyor elini soğuk olduğu için, biliyorum bunu. Perdesini aralıyor, oturuyoruz yan yana ağaçlara karşı ağır memeleri avucumda. Perdeleri inik her zaman. O gün açıktı, bugünkü gibi aklımda, bahçenin ağaç karaltısı, yalnızlığı ve susuzluğu ömrün ve her çeşmenin başında duran o nöbetçi bendim, kendim için, onun için. O durağa varmamız gerekli. Yan yana oturduk ayı görünmeyen gecenin açık karaltısında. Belli ki bir dolap ve sandalye bize bakıyor. Tiftik battaniyenin tüyleri uzun, saçları ağzıma giriyor, elim en sıcak kuyuda. Ata binip dönüyorum yalıya. At yok. Bir kamçı vuruyorum sağrısına ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca yitiyor gözden. Fatma yok, dönmedi. Uzandık yan yana. Geldi korkarak iç denizine gecemin, elimi uzattım ve tuttum. At kapıda bekliyor yalıda. Kayık daha bitmedi.

Rastlantıdan kaçma. Rastlantının kucağına düş, o senden akıllı, diyen Oktay Rifat, 1982 yılında yayımlanan üçüncü romanı Bay Lear'de, Shakespeare'in, krallığını kızları arasından bölüştürmek isteyen ve sahip olduğu gücü paylaştırmaya kalkışınca kendisini trajik olayların kucağında bulan yaşlı kralı Lear gibi bir yaşlı adamın çevresinde kurar hikâyesini.

Bir de yıldızım var kimi zaman başımı kaldırıp baktığım, her seferinde bulduğum. Bir üçgenin uçlarıyız. Kıyıdaki yıldız pencere, gökteki yıldız, taraçada ben. Denize bakmadan eve giremem. Eve girmeden denizi düşünemem. Ay ışığında, aralık bıraktığı kapıyı itiyorum usulca. Elimi tutuyor, elleri soğuk. Vermekten çekiniyor elini soğuk olduğu için, biliyorum bunu. Perdesini aralıyor, oturuyoruz yan yana ağaçlara karşı ağır memeleri avucumda. Perdeleri inik her zaman. O gün açıktı, bugünkü gibi aklımda, bahçenin ağaç karaltısı, yalnızlığı ve susuzluğu ömrün ve her çeşmenin başında duran o nöbetçi bendim, kendim için, onun için. O durağa varmamız gerekli. Yan yana oturduk ayı görünmeyen gecenin açık karaltısında. Belli ki bir dolap ve sandalye bize bakıyor. Tiftik battaniyenin tüyleri uzun, saçları ağzıma giriyor, elim en sıcak kuyuda. Ata binip dönüyorum yalıya. At yok. Bir kamçı vuruyorum sağrısına ağaçların içinden düz gidiyor önce, yamaçtan aşağı sarınca yitiyor gözden. Fatma yok, dönmedi. Uzandık yan yana. Geldi korkarak iç denizine gecemin, elimi uzattım ve tuttum. At kapıda bekliyor yalıda. Kayık daha bitmedi.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat