#smrgKİTABEVİ Baudelaire -

Stok Kodu:
1199049789
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
163 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003
Çeviren:
Alp Tümertekin
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199049789
435785
Baudelaire -
Baudelaire - #smrgKİTABEVİ
0.00
Baudelaire: kendisinin uçurum olduğunu hisseden adam. Gurur, sıkıntı, başdönmesi: kendini ta kalbinin derinliklerine dek gören, kimseyle kıyaslanmaz, kimsenin iletişim kuramayacağı, yaratılmamış, saçma, yararsız, tam bir yalnızlık içine bırakılmış, kendi yükünü tek başına taşıyan, tek başına varoluşunu doğrulamaya mahkum edilmiş ve durmadan kendi ellerinden kaçan, kendi avuçları arasından kayan, kendi içine dönüp gözleyen, ama, bir yandan da kendi dışında sonsuz bir kovalamacaya atılmış, dipsiz, duvarsız ve karanlıksız bir uçurum, öngörülemeyen ve de pek iyi bilinen, apaydınlıktaki bir gizem. Ne yazık ki, kendi imgesi de elinden kaçar. General Aupick'in oğlu, borçlu şair, zenci kız Duval'in sevgilisi, Charles Baudelaire adında birinin yansısını arıyordu: bakışları insanlık durumuna takıldı. İçine korku salan bu özgürlük, bu nedensizlik, bu bırakılış, bir tek onun değil, her insanın payına düşen bir durumdur. Kendimize dokunabilir, kendimizi görebilir miyiz hiç? Aradığı bu tekil ve değişmez öz, belki de bir tek Başkaları'nın gözlerine görünür Belki de kesinlikle dışarda olmak gerek bunun özelliklerini yakalayabilmek için. Belki de kendimiz için bir nesne gibi var olmuyoruz. Hatta belki de hiç mi hiç var olmuyoruz: hep gündeme getiririz kendimizi, hep erteleme durumunda kalır, durmaksızın yapmamız gerekir kendimizi. Baudelaire'in tüm çabası, hoşa gitmeyen bu düşünceleri kendinden saklamak olacaktır. Kendi doğası" elinden kaçıp gittiğine göre, bunu başkalarının gözlerinde yakalamaya uğraşacaktır. İyi niyeti bırakıp gider onu; durmadan kendi kendini inandırmaya çalışmalı, kendi gözlerine yakalatmaya uğraşmalıdır kendini; kendisi için değil de bizim için kişiliğinin yeni bir çizgisi çıkar ortaya: Baudelaire kendi insanlık durumunu en derin biçimde duyup da, en tutkulu biçimde bunu kendinden saklamaya çalışan adamdır."
Baudelaire: kendisinin uçurum olduğunu hisseden adam. Gurur, sıkıntı, başdönmesi: kendini ta kalbinin derinliklerine dek gören, kimseyle kıyaslanmaz, kimsenin iletişim kuramayacağı, yaratılmamış, saçma, yararsız, tam bir yalnızlık içine bırakılmış, kendi yükünü tek başına taşıyan, tek başına varoluşunu doğrulamaya mahkum edilmiş ve durmadan kendi ellerinden kaçan, kendi avuçları arasından kayan, kendi içine dönüp gözleyen, ama, bir yandan da kendi dışında sonsuz bir kovalamacaya atılmış, dipsiz, duvarsız ve karanlıksız bir uçurum, öngörülemeyen ve de pek iyi bilinen, apaydınlıktaki bir gizem. Ne yazık ki, kendi imgesi de elinden kaçar. General Aupick'in oğlu, borçlu şair, zenci kız Duval'in sevgilisi, Charles Baudelaire adında birinin yansısını arıyordu: bakışları insanlık durumuna takıldı. İçine korku salan bu özgürlük, bu nedensizlik, bu bırakılış, bir tek onun değil, her insanın payına düşen bir durumdur. Kendimize dokunabilir, kendimizi görebilir miyiz hiç? Aradığı bu tekil ve değişmez öz, belki de bir tek Başkaları'nın gözlerine görünür Belki de kesinlikle dışarda olmak gerek bunun özelliklerini yakalayabilmek için. Belki de kendimiz için bir nesne gibi var olmuyoruz. Hatta belki de hiç mi hiç var olmuyoruz: hep gündeme getiririz kendimizi, hep erteleme durumunda kalır, durmaksızın yapmamız gerekir kendimizi. Baudelaire'in tüm çabası, hoşa gitmeyen bu düşünceleri kendinden saklamak olacaktır. Kendi doğası" elinden kaçıp gittiğine göre, bunu başkalarının gözlerinde yakalamaya uğraşacaktır. İyi niyeti bırakıp gider onu; durmadan kendi kendini inandırmaya çalışmalı, kendi gözlerine yakalatmaya uğraşmalıdır kendini; kendisi için değil de bizim için kişiliğinin yeni bir çizgisi çıkar ortaya: Baudelaire kendi insanlık durumunu en derin biçimde duyup da, en tutkulu biçimde bunu kendinden saklamaya çalışan adamdır."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat