#smrgSAHAF Aydınların İletişim Ortamı Olarak Eski İstanbul Kahvehaneleri -

Stok Kodu:
1199138086
Boyut:
12x20
Sayfa Sayısı:
250 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199138086
524115
Aydınların İletişim Ortamı Olarak Eski İstanbul Kahvehaneleri -
Aydınların İletişim Ortamı Olarak Eski İstanbul Kahvehaneleri - #smrgSAHAF
0.00
Gerçekten o devirde kahve akademinin, meslek cemiyetinin, kulübün, salonun, fikir ve sanat meclisinin bütün vazifelerini küçük tahta masalarının etrafında elinden geldiği kadar yapıyordu. O zaman anladım ki, biz bir kahve milletiyiz. Köyde kahve, mahallede kahve, mektebin önünde, cezvesinde bütün milli ve dini şuuru pişiren, ibriğinde kolektif vicdanı demlendiren, tezgahın dibinde halkı ve münevveri birbirine kenetleyen, iptidai olduğu için basit, fakat ananesi olduğu için derin ve canlı, tek ve tam bir cemiyet mihrakıdır. PEYAMİ SAFA "Kıraathaneye gitmemiş bir üniversitelinin tahsilini yarım sayarım. Bu dekansız, doçentsiz, bütçesiz, fakültesiz tamamen muhtar üniversitelerin tavla şakırtıları arasında; gören bir göz, işiten bir kulak bir memleketin insanlarının nabzını tutabilir; o nabız hızlı mı atıyor, yavaş mı atıyor, yoksa ‘in­ter­mittance' mı var, doktor olmaya pek hacet kalmadan müşahadelerini yapar.” SAİT FAİK “İnsanlar bugün toplu halde yaşamaktan ve birbirleriyle ilişki kurmaktan eskiden olduğu kadar zevk almıyor. Yaşamlarını daha çok ‘özel' olarak sürdürmek istiyorlar. Her şeyi özel bir etkinlik olarak görmekten yanalar. Dostlarıyla görüşmek için partiler veriyorlar. İlişkilerini kahvelerin normalliği içinde yaşamaktan kaçınıyorlar. Böyle olunca da politize olmaları, ekonomiyle, toplumsallıkla iç içe geçmeleri güçleşiyor. Buna karşılık da çok hızlı bir şekilde yaşanıyor ve tükeniyor ilişkiler…” GERARD GEORGE LEMAİRE
Gerçekten o devirde kahve akademinin, meslek cemiyetinin, kulübün, salonun, fikir ve sanat meclisinin bütün vazifelerini küçük tahta masalarının etrafında elinden geldiği kadar yapıyordu. O zaman anladım ki, biz bir kahve milletiyiz. Köyde kahve, mahallede kahve, mektebin önünde, cezvesinde bütün milli ve dini şuuru pişiren, ibriğinde kolektif vicdanı demlendiren, tezgahın dibinde halkı ve münevveri birbirine kenetleyen, iptidai olduğu için basit, fakat ananesi olduğu için derin ve canlı, tek ve tam bir cemiyet mihrakıdır. PEYAMİ SAFA "Kıraathaneye gitmemiş bir üniversitelinin tahsilini yarım sayarım. Bu dekansız, doçentsiz, bütçesiz, fakültesiz tamamen muhtar üniversitelerin tavla şakırtıları arasında; gören bir göz, işiten bir kulak bir memleketin insanlarının nabzını tutabilir; o nabız hızlı mı atıyor, yavaş mı atıyor, yoksa ‘in­ter­mittance' mı var, doktor olmaya pek hacet kalmadan müşahadelerini yapar.” SAİT FAİK “İnsanlar bugün toplu halde yaşamaktan ve birbirleriyle ilişki kurmaktan eskiden olduğu kadar zevk almıyor. Yaşamlarını daha çok ‘özel' olarak sürdürmek istiyorlar. Her şeyi özel bir etkinlik olarak görmekten yanalar. Dostlarıyla görüşmek için partiler veriyorlar. İlişkilerini kahvelerin normalliği içinde yaşamaktan kaçınıyorlar. Böyle olunca da politize olmaları, ekonomiyle, toplumsallıkla iç içe geçmeleri güçleşiyor. Buna karşılık da çok hızlı bir şekilde yaşanıyor ve tükeniyor ilişkiler…” GERARD GEORGE LEMAİRE
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat