#smrgSAHAF Avni Arbaş - 2001

Kapak Tasarım:
Erkal Yavi
Kondisyon:
Yeni Gibi
Basıldığı Matbaa:
Mas Matbaacılık
ISBN-10:
9754583161
Stok Kodu:
1199033076
Boyut:
24x29
Sayfa Sayısı:
277 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2001
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199033076
419164
Avni Arbaş -        2001
Avni Arbaş - 2001 #smrgSAHAF
0.00
AVNİ ARBAŞ ve 60 yıllık Resim Serüveni

"Neden resim yapıyorum? Kendi hissettiklerimi anlatmak için...Başkalarının söylediklerini yaparsam kendi resmimi yapmamış olurum. Geleceğin veya geçmişin değil kendi resmimin peşindeyim ben." - Avni Arbaş

“Bu kitabın resimlerine bakacak ama aynı zamanda yazılı bölümleri de okumak zahmetine katlanacak okuyucu hemen fark edecektir: Avni'nin resimlerinde özyaşam öyküsü yok. Yakın çevresinden birçok portre var. Ama bunların hiçbirinde o kişini öyküsünü okumuyoruz, sanatçı ile doğrudan ya da dolaylı ilişkisiyle ilgili bir bilgi de edinmiyoruz.

Bu nedenle, metni kaleme alırken, de sanatçının yaşamından çok az söz ettim. Yaşamının, yapıtının açıklanmasına önemli bir katkıda bulunmayacağını düşündüğüm için

Bunu söylerken, sanat yapıtını onu yaratan kişiden soyutlayarak ele almanın en doğru yol olduğuna inananlara katılmış değilim. Yalnızca, her kuralın, her sanatçıya uygulanamayacağını düşünüyorum.” - Ferit Edgü

Ferit Edgü, resme başladığı yıllardaki çizgisini geliştirerek bugüne kadar getiren ve bu süreçte moda olan akımlara kendini kaptırmayan Avni Arbaş'ı kitapta şöyle anlatıyor: "O, kendinden önce varolan resmin dilini kullanarak, o resim dili içinde kendi sesini, dilini ve kişiliğini aramıştır.Bu nedenle Avni'nin yaklaşık yarım yüzyıllık sanatında iniş çıkışlarla karşılaşmıyoruz. Nerede olursa olsun hep aynı resmi yapıyor. Avni gibi sanatçılar, kendinde bir geçmiş ve o geçmiş içindeki sanatçılardan bazılarını seçer yol gösterici olarak. Onlara öykünmek için değil, onlarla bir göbek bağı olduğunu sezdiği için böyledir bu.."

Modern resmin ustaları arasında Avni Arbaş'a en yakın sanatçının Picasso olduğunu belirten Edgü, 'resim, benden daha güçlü, ne isterse yaptırıyor bana" diyen Picasso'nun tam tersine, Arbaş'ın "resme söz geçirmeye çalıştığını" söylüyor. Sanatçının, öğrencilik döneminden yıllar sonra gerçekleştirdiği gerek desenlerinde, gerek yağlıboyalarında beli bir ustalığın izlerini taşıdığını ekleyen Edgü, Arbaş'ın sanat çizgisini ise şöyle değerlendiriyor: "...Bu resimlerde gördüğüm bir şey var ki, o, pek o kadar olağan değil. Avni'nin Türkiye'de, daha sonra Fransa'da, daha sonra yine Türkiye'de geçen, uzun sanat yaşamı boyunca, Akademi'deki gençlik yıllarında tuttuğu yoldan ayrılmamış olması. Kuşkusuz, aradan geçen yıllar boyunca hep aynı resmi yaptı demiyorum. Ama, her zaman, aynı anlayışta resimler yaptı, diyorum"

Arbaş ise, "Resim bir itiraftır" diyor ve ekliyor "Hayatın gayesi kendisi olmaktır insanın. Kalkıp başkası olmaya kalksam ne ifade eder bu... sanatçı kendini ifade eder resimlerinde." Eleştirmenler, Avni Arbaş'ı doğanın bir kopyacısı olmaktan kurtaranın, modeli yani doğayı kendi tuvalinde yeniden yaratması olarak yorumluyor. Ferit Edgü ise "Arbaş'ın yapıtlarında, sahte bir naiflik, folklara dayalı bir yerellik ve rastlantısal bir şiirsellik yok. Arbaş'ın resimlerinde insanlar var, dünya var...özellikle de atlar, hareket ve mücadele." diyor.

Bu kitap, Avni Arbaş'ın, 10 özel koleksiyondan seçilen ve aralarında "Manzaralar", "Nature-Mortlar", "Portreler", "İnsan Manzaraları", "Atlar/Atlılar" gibi temaları konu alan 110'u aşkın yapıtının yanı sıra, sanatçının yaşamından önemli kesitleri yer aldığı fotoğrafları kapsamaktadır.

AVNİ ARBAŞ 1919 da İstanbul'da doğan Avni Arbaş'ın resimle ilişkisi çocukluk günlerine, babası, Kuvâyi Milliye subaylarından süvari albayı Mehmet Nuri Bey'in çalışma odasında gördüğü suluboyalara ve yine babasıyla başladığı ilk resim alıştırmalarına kadar uzanıyor. Sanatçı bu süreci ' Kendimi bildim bileli, resimle iç içeyim, hayatımın hiçbir dönemimde "ne yapmalıyım?", "ne olmalıyım?" gibi bir düşüncem ve endişem olmadı' sözleriyle açıklıyor.

1946 yılında Galatasaray'dan mezun olup, kazandığı bursla Fransa'ya giden sanatçı, aynı dönemde yaşamlarını Paris'te sürdüren ressamlarımız Fikret Mualla, Abidin Dino, Nejad Devrim, Mübin Orhon ile birlikte "L'Ecole de Paris" sanatçıları arasında anıldı.

1951'den bu yana İstanbul, New York, Paris, Ohio gibi sanat merkezlerinde kişisel sergiler gerçekleştiren Avni Arbaş, yaşamının 30 yılını Paris'te geçirdi ve 1977'de Türkiye'ye döndü. 1970 ve 80'lerde ağırlıklı olarak "Mustafa Kemal" portrelerinin yanı sıra, "İstanbul" ve "Boğaz" konulu yapıtlar üreten Avni Arbaş, yaşamını Foça'da sürdürüyor. Sanatçının yapıtları İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Musee de Picasso (Antibes), Amman Güzel Sanatlar Müzesi gibi kurumların yanı sıra, Türkiye, Fransa, İtalya, İsviçre ve ABD'deki özel koleksiyonlarda bulunuyor. Sanatçı, 60 yılı aşkın sanat yaşamını bir cümle ile özetliyor: "Kendime hiç ihanet etmedim!"

AVNİ ARBAŞ ve 60 yıllık Resim Serüveni

"Neden resim yapıyorum? Kendi hissettiklerimi anlatmak için...Başkalarının söylediklerini yaparsam kendi resmimi yapmamış olurum. Geleceğin veya geçmişin değil kendi resmimin peşindeyim ben." - Avni Arbaş

“Bu kitabın resimlerine bakacak ama aynı zamanda yazılı bölümleri de okumak zahmetine katlanacak okuyucu hemen fark edecektir: Avni'nin resimlerinde özyaşam öyküsü yok. Yakın çevresinden birçok portre var. Ama bunların hiçbirinde o kişini öyküsünü okumuyoruz, sanatçı ile doğrudan ya da dolaylı ilişkisiyle ilgili bir bilgi de edinmiyoruz.

Bu nedenle, metni kaleme alırken, de sanatçının yaşamından çok az söz ettim. Yaşamının, yapıtının açıklanmasına önemli bir katkıda bulunmayacağını düşündüğüm için

Bunu söylerken, sanat yapıtını onu yaratan kişiden soyutlayarak ele almanın en doğru yol olduğuna inananlara katılmış değilim. Yalnızca, her kuralın, her sanatçıya uygulanamayacağını düşünüyorum.” - Ferit Edgü

Ferit Edgü, resme başladığı yıllardaki çizgisini geliştirerek bugüne kadar getiren ve bu süreçte moda olan akımlara kendini kaptırmayan Avni Arbaş'ı kitapta şöyle anlatıyor: "O, kendinden önce varolan resmin dilini kullanarak, o resim dili içinde kendi sesini, dilini ve kişiliğini aramıştır.Bu nedenle Avni'nin yaklaşık yarım yüzyıllık sanatında iniş çıkışlarla karşılaşmıyoruz. Nerede olursa olsun hep aynı resmi yapıyor. Avni gibi sanatçılar, kendinde bir geçmiş ve o geçmiş içindeki sanatçılardan bazılarını seçer yol gösterici olarak. Onlara öykünmek için değil, onlarla bir göbek bağı olduğunu sezdiği için böyledir bu.."

Modern resmin ustaları arasında Avni Arbaş'a en yakın sanatçının Picasso olduğunu belirten Edgü, 'resim, benden daha güçlü, ne isterse yaptırıyor bana" diyen Picasso'nun tam tersine, Arbaş'ın "resme söz geçirmeye çalıştığını" söylüyor. Sanatçının, öğrencilik döneminden yıllar sonra gerçekleştirdiği gerek desenlerinde, gerek yağlıboyalarında beli bir ustalığın izlerini taşıdığını ekleyen Edgü, Arbaş'ın sanat çizgisini ise şöyle değerlendiriyor: "...Bu resimlerde gördüğüm bir şey var ki, o, pek o kadar olağan değil. Avni'nin Türkiye'de, daha sonra Fransa'da, daha sonra yine Türkiye'de geçen, uzun sanat yaşamı boyunca, Akademi'deki gençlik yıllarında tuttuğu yoldan ayrılmamış olması. Kuşkusuz, aradan geçen yıllar boyunca hep aynı resmi yaptı demiyorum. Ama, her zaman, aynı anlayışta resimler yaptı, diyorum"

Arbaş ise, "Resim bir itiraftır" diyor ve ekliyor "Hayatın gayesi kendisi olmaktır insanın. Kalkıp başkası olmaya kalksam ne ifade eder bu... sanatçı kendini ifade eder resimlerinde." Eleştirmenler, Avni Arbaş'ı doğanın bir kopyacısı olmaktan kurtaranın, modeli yani doğayı kendi tuvalinde yeniden yaratması olarak yorumluyor. Ferit Edgü ise "Arbaş'ın yapıtlarında, sahte bir naiflik, folklara dayalı bir yerellik ve rastlantısal bir şiirsellik yok. Arbaş'ın resimlerinde insanlar var, dünya var...özellikle de atlar, hareket ve mücadele." diyor.

Bu kitap, Avni Arbaş'ın, 10 özel koleksiyondan seçilen ve aralarında "Manzaralar", "Nature-Mortlar", "Portreler", "İnsan Manzaraları", "Atlar/Atlılar" gibi temaları konu alan 110'u aşkın yapıtının yanı sıra, sanatçının yaşamından önemli kesitleri yer aldığı fotoğrafları kapsamaktadır.

AVNİ ARBAŞ 1919 da İstanbul'da doğan Avni Arbaş'ın resimle ilişkisi çocukluk günlerine, babası, Kuvâyi Milliye subaylarından süvari albayı Mehmet Nuri Bey'in çalışma odasında gördüğü suluboyalara ve yine babasıyla başladığı ilk resim alıştırmalarına kadar uzanıyor. Sanatçı bu süreci ' Kendimi bildim bileli, resimle iç içeyim, hayatımın hiçbir dönemimde "ne yapmalıyım?", "ne olmalıyım?" gibi bir düşüncem ve endişem olmadı' sözleriyle açıklıyor.

1946 yılında Galatasaray'dan mezun olup, kazandığı bursla Fransa'ya giden sanatçı, aynı dönemde yaşamlarını Paris'te sürdüren ressamlarımız Fikret Mualla, Abidin Dino, Nejad Devrim, Mübin Orhon ile birlikte "L'Ecole de Paris" sanatçıları arasında anıldı.

1951'den bu yana İstanbul, New York, Paris, Ohio gibi sanat merkezlerinde kişisel sergiler gerçekleştiren Avni Arbaş, yaşamının 30 yılını Paris'te geçirdi ve 1977'de Türkiye'ye döndü. 1970 ve 80'lerde ağırlıklı olarak "Mustafa Kemal" portrelerinin yanı sıra, "İstanbul" ve "Boğaz" konulu yapıtlar üreten Avni Arbaş, yaşamını Foça'da sürdürüyor. Sanatçının yapıtları İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Ankara Resim ve Heykel Müzesi, Musee de Picasso (Antibes), Amman Güzel Sanatlar Müzesi gibi kurumların yanı sıra, Türkiye, Fransa, İtalya, İsviçre ve ABD'deki özel koleksiyonlarda bulunuyor. Sanatçı, 60 yılı aşkın sanat yaşamını bir cümle ile özetliyor: "Kendime hiç ihanet etmedim!"

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat