#smrgKİTABEVİ Apoletli Adalet: Bir 12 Eylül Hesaplaşması 2 -

Stok Kodu:
1199065148
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
306 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199065148
451085
Apoletli Adalet: Bir 12 Eylül Hesaplaşması 2 -
Apoletli Adalet: Bir 12 Eylül Hesaplaşması 2 - #smrgKİTABEVİ
0.00
Ülkeyi kocaman bir duruşma salonuna çeviren 12 Eylül cuntası, savunma hakkını yok saydı. Mahkemeler kurulsun, yargılama olsun, gencecik insanlar hakkında idam, ömür boyu hapis cezaları istensin ama bunun karşısında kimse bir tek söz dahi etmesin isteniyordu. Tutukluların mahkeme salonlarında yargıçların, savcıların önünde coplanması, tekmelenmesi, yerlerde sürüklenmesi, hakarete uğraması bu yüzdendi.

Tanık olduğu işkenceler karşısında üç maymunu oynayan, dahası işkencenin bizzat uygulayıcısı olan, yasak yöntemlerle elde edilmiş delilleri baş tacı yapan, işlenen kimi cinayetleri örtbas eden bir makinenin verdiği kararla suçlu ilan edilenleri, bizler de suçlu addetmeden önce durup düşünmemiz gerekmiyor mu?

Bir yandan toplumu cendere altına alan yasalar yapıp, diğer yandan adalet mekanizmasını sıkı bir denetim altına aldıktan sonra ortaya atılan: "iyi yasa mı, yoksa iyi yargıç mı?" sorusunun aslında "kırk katır mı, kır satır mı?" sorusunun bir benzeri olduğu; 12 Eylül döneminin hukukçularından daha iyi kim bilebilir?

"Asılmayıp Beslenenler", 12 Eylül'de cezaevlerinde yaşanan zulüm politikasıyla hesaplaşmayı hedeflemişti. "12 Eylül Hesaplaşması" dizisinin ikinci kitabı olan "Apoletli Adalet" ise 12 Eylül Cuntasının, adaleti yığınları sindirme aracına dönüştürme serüvenini: dönemin yargıçlarının, savcılarının, sanıklarının ve avukatlarının tanıklığına dayanarak anlatıyor. (Arka kapaktan)

Ülkeyi kocaman bir duruşma salonuna çeviren 12 Eylül cuntası, savunma hakkını yok saydı. Mahkemeler kurulsun, yargılama olsun, gencecik insanlar hakkında idam, ömür boyu hapis cezaları istensin ama bunun karşısında kimse bir tek söz dahi etmesin isteniyordu. Tutukluların mahkeme salonlarında yargıçların, savcıların önünde coplanması, tekmelenmesi, yerlerde sürüklenmesi, hakarete uğraması bu yüzdendi.

Tanık olduğu işkenceler karşısında üç maymunu oynayan, dahası işkencenin bizzat uygulayıcısı olan, yasak yöntemlerle elde edilmiş delilleri baş tacı yapan, işlenen kimi cinayetleri örtbas eden bir makinenin verdiği kararla suçlu ilan edilenleri, bizler de suçlu addetmeden önce durup düşünmemiz gerekmiyor mu?

Bir yandan toplumu cendere altına alan yasalar yapıp, diğer yandan adalet mekanizmasını sıkı bir denetim altına aldıktan sonra ortaya atılan: "iyi yasa mı, yoksa iyi yargıç mı?" sorusunun aslında "kırk katır mı, kır satır mı?" sorusunun bir benzeri olduğu; 12 Eylül döneminin hukukçularından daha iyi kim bilebilir?

"Asılmayıp Beslenenler", 12 Eylül'de cezaevlerinde yaşanan zulüm politikasıyla hesaplaşmayı hedeflemişti. "12 Eylül Hesaplaşması" dizisinin ikinci kitabı olan "Apoletli Adalet" ise 12 Eylül Cuntasının, adaleti yığınları sindirme aracına dönüştürme serüvenini: dönemin yargıçlarının, savcılarının, sanıklarının ve avukatlarının tanıklığına dayanarak anlatıyor. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat