#smrgKİTABEVİ Ana Ben Ölmedim: Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Esirleri - 2011

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Yaylacık Matbaacılık
Dizi Adı:
Anı
ISBN-10:
9789754588118
Stok Kodu:
1199057176
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
410 s
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
4
Basım Tarihi:
2011
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199057176
443167
Ana Ben Ölmedim: Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Esirleri -        2011
Ana Ben Ölmedim: Birinci Dünya Savaşı'nda Türk Esirleri - 2011 #smrgKİTABEVİ
0.00
1914 - 18 Kuşağı, Türk tarihinin hakikaten kayıp kuşağıdır. Bugün ancak seferberlik türküleriyle hatırlanan bu insanlar, dünyanın ateşe düştüğü bir zamanda, ateşin yıllarca kesilmediği bir dönemde yaşadılar. İnanması güç, hissedilmesi imkansız zorluklara rağmen yine inanması güç bir performans göstererek ve esas olarak kendilerini feda ederek, şimdi oturduğumuz yerleri, bu vatanı, bu coğrafyayı korudular. Kimileri Balkan Savaşı'ndan Kurtuluş Savaşı'na tam 10 yıl savaşın içinde kaldı, kimi şehit oldu, kimisi yaralandı, sakat kaldı, esir düştü. Birinci Dünya Savaşı'nda esir düşen askerlerimiz, Fransa'dan Sibirya'ya, Mısır'a, Kıbrıs'tan Hindistan'a, Myanmar'a kadar yayılan kamplarda hayatta kalmaya çalıştı. Anılarına büyük abideler diktiğimiz, çok dokunaklı şiirler, marşlar söylediğimiz, lafa gelince yere göğe sığdıramadığımız bu insanlar, ikinci büyük darbeyi kendi devletinden, milletinden yedi; ölmemeyi başarıp dönenlerin çoğu maddi ve manevi yoksulluk ve ilgisizlik içinde yitip gitti. Aradan geçen bunca yıldan sonra, ilk kez bir araştırmacı, bir bilimadamı, bir insan çıktı ve tarihe gömülen bu kuşağın izini sürdü. Doçent Cemalettin Taşkıran, üç yıl boyunca hem Türkiye'de hem yurtdışındaki arşivlerde çalıştı; bir dizi belge, bilgi, mektup ve fotoğrafı gün ışığına çıkarttı. ‘Ana Ben Ölmedim', esaretin gerçek yüzünü, iz bırakan acıları ve hiç tükenmeyen umutları gözler önüne serdiği gibi, tek tük bütün kamplardaki günlük hayatı, geliş - gidişleri, somut rakam ve gerçek isimlerle ilk kez ortaya koyuyor. Günümüz Türkiyesi'nde, derlemecilerin kendine yazar, alıntıcıların kendine araştırmacı dediği tarih alanında, ulusal ve uluslararası anlamda ciddi bir referans kitabı. Bu ülkenin ve kendisinin geleceğini düşünenler için bir kitap. - Gürsel Göncü

Çanakkale'den Korsika'ya... Kafkas Cephesi'nden ve Galiçya'dan Sibirya'ya... Irak ve Filistin'den Hindistan'a ve Burma'ya... Türk savaş esirlerinin çeşitli cephelerden, adını duymadıkları diyarlardaki kamplara uzanan maceraları ilk kez bu kitapta bir araya geliyor. Ailesinden ya da çevresinden bir esaret hikâyesi duymamış kaç kişi vardır? Ancak bu esaretin zamanı, yeri, sebebi hep bir sis perdesi arkasındadır... Bu kitap, I. Dünya Savaşı'nda dünyanın neredeyse dört bucağında esarete mahkûm edilen askerlerimizin izini sürüyor. Yüzlerce isimlik listelerden, Kızılhaç raporlarına ve mektuplara uzanan somut belgelerin ışığında, bu esaret hikâyelerini örten sis perdesi kalkıyor; meçhul askerler kişiliklerine bürünüyor...

1914 - 18 Kuşağı, Türk tarihinin hakikaten kayıp kuşağıdır. Bugün ancak seferberlik türküleriyle hatırlanan bu insanlar, dünyanın ateşe düştüğü bir zamanda, ateşin yıllarca kesilmediği bir dönemde yaşadılar. İnanması güç, hissedilmesi imkansız zorluklara rağmen yine inanması güç bir performans göstererek ve esas olarak kendilerini feda ederek, şimdi oturduğumuz yerleri, bu vatanı, bu coğrafyayı korudular. Kimileri Balkan Savaşı'ndan Kurtuluş Savaşı'na tam 10 yıl savaşın içinde kaldı, kimi şehit oldu, kimisi yaralandı, sakat kaldı, esir düştü. Birinci Dünya Savaşı'nda esir düşen askerlerimiz, Fransa'dan Sibirya'ya, Mısır'a, Kıbrıs'tan Hindistan'a, Myanmar'a kadar yayılan kamplarda hayatta kalmaya çalıştı. Anılarına büyük abideler diktiğimiz, çok dokunaklı şiirler, marşlar söylediğimiz, lafa gelince yere göğe sığdıramadığımız bu insanlar, ikinci büyük darbeyi kendi devletinden, milletinden yedi; ölmemeyi başarıp dönenlerin çoğu maddi ve manevi yoksulluk ve ilgisizlik içinde yitip gitti. Aradan geçen bunca yıldan sonra, ilk kez bir araştırmacı, bir bilimadamı, bir insan çıktı ve tarihe gömülen bu kuşağın izini sürdü. Doçent Cemalettin Taşkıran, üç yıl boyunca hem Türkiye'de hem yurtdışındaki arşivlerde çalıştı; bir dizi belge, bilgi, mektup ve fotoğrafı gün ışığına çıkarttı. ‘Ana Ben Ölmedim', esaretin gerçek yüzünü, iz bırakan acıları ve hiç tükenmeyen umutları gözler önüne serdiği gibi, tek tük bütün kamplardaki günlük hayatı, geliş - gidişleri, somut rakam ve gerçek isimlerle ilk kez ortaya koyuyor. Günümüz Türkiyesi'nde, derlemecilerin kendine yazar, alıntıcıların kendine araştırmacı dediği tarih alanında, ulusal ve uluslararası anlamda ciddi bir referans kitabı. Bu ülkenin ve kendisinin geleceğini düşünenler için bir kitap. - Gürsel Göncü

Çanakkale'den Korsika'ya... Kafkas Cephesi'nden ve Galiçya'dan Sibirya'ya... Irak ve Filistin'den Hindistan'a ve Burma'ya... Türk savaş esirlerinin çeşitli cephelerden, adını duymadıkları diyarlardaki kamplara uzanan maceraları ilk kez bu kitapta bir araya geliyor. Ailesinden ya da çevresinden bir esaret hikâyesi duymamış kaç kişi vardır? Ancak bu esaretin zamanı, yeri, sebebi hep bir sis perdesi arkasındadır... Bu kitap, I. Dünya Savaşı'nda dünyanın neredeyse dört bucağında esarete mahkûm edilen askerlerimizin izini sürüyor. Yüzlerce isimlik listelerden, Kızılhaç raporlarına ve mektuplara uzanan somut belgelerin ışığında, bu esaret hikâyelerini örten sis perdesi kalkıyor; meçhul askerler kişiliklerine bürünüyor...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat