#smrgKİTABEVİ Amphitryon 2000 - 2000

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Boyut Matbaa
ISBN-10:
9755213872
Stok Kodu:
1199019347
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
X+134 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2000
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199019347
405449
Amphitryon 2000 -        2000
Amphitryon 2000 - 2000 #smrgKİTABEVİ
0.00
Plautus'la ilk kez 1956 yılında haşır neşir olmuş ve o yıl Küçük Parmakkapı'daki cep tiyatromuzda kendi kalemimden çıkan bir Amphitryon uyarlaması sahneye koymuştum. Amatör bir tiyatro tarafından oynanmasına rağmen oyun, o yıl beklenmedik bir başarı kazanmış ve bütün mevsim tıklım tıklım dolu oynamıştı. O amatör kadro, Erol Keskin, Altan Erbulak, Yıldız Alpar, Yılmaz Gruda, Bilge Zobu, Esin Eden ve Necdet Aybek gibi sonraki yılların parlak oyuncularından oluşuyordu.

Günün birinde oyunun çevirmeni Nurullah Ataç, "Yahu! Birçok bölümü kayıp bir oyunu nasıl sahneye koydun diye merak edip Ankara'dan oyunu izlemeye geldim" diyerek cep tiyatromuzun kapısında belirmiş ve ödümü patlatmıştı. Plautus yıllardır ortalarda yoktu, o zaten bana bir şey söyleyemezdi ama çevirmen Nurullah Ataç o yıllarda yaşıyordu ve "Oyunu ne hakla bu hale getirip rezil ettin?" diye beni doğduğuma doğacağıma pişman edebilirdi. Sonuçtan memnun kalmış olacak ki, oyundan sonra "sende çok iş var çocuk" diyerek boynuma sarılmış ve beni kutlamıştı.

Plautus'la ilk kez 1956 yılında haşır neşir olmuş ve o yıl Küçük Parmakkapı'daki cep tiyatromuzda kendi kalemimden çıkan bir Amphitryon uyarlaması sahneye koymuştum. Amatör bir tiyatro tarafından oynanmasına rağmen oyun, o yıl beklenmedik bir başarı kazanmış ve bütün mevsim tıklım tıklım dolu oynamıştı. O amatör kadro, Erol Keskin, Altan Erbulak, Yıldız Alpar, Yılmaz Gruda, Bilge Zobu, Esin Eden ve Necdet Aybek gibi sonraki yılların parlak oyuncularından oluşuyordu.

Günün birinde oyunun çevirmeni Nurullah Ataç, "Yahu! Birçok bölümü kayıp bir oyunu nasıl sahneye koydun diye merak edip Ankara'dan oyunu izlemeye geldim" diyerek cep tiyatromuzun kapısında belirmiş ve ödümü patlatmıştı. Plautus yıllardır ortalarda yoktu, o zaten bana bir şey söyleyemezdi ama çevirmen Nurullah Ataç o yıllarda yaşıyordu ve "Oyunu ne hakla bu hale getirip rezil ettin?" diye beni doğduğuma doğacağıma pişman edebilirdi. Sonuçtan memnun kalmış olacak ki, oyundan sonra "sende çok iş var çocuk" diyerek boynuma sarılmış ve beni kutlamıştı.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat