#smrgSAHAF Almanya'ya Emek Göçü: Bir Bavul, Umut ve Hayalleriyle Çıktılar Yola -

Stok Kodu:
1199147519
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
220 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2012
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199147519
533682
Almanya'ya Emek Göçü: Bir Bavul, Umut ve Hayalleriyle Çıktılar Yola -
Almanya'ya Emek Göçü: Bir Bavul, Umut ve Hayalleriyle Çıktılar Yola - #smrgSAHAF
0.00
2011 Türkiye'den Almanya'ya işçi göçünün başlangıcının 50. yılıydı. Konuyla ilgili ciddi bilimsel ve politik çalışmalar kamuoyuna pek az yansıdı. Bu anlaşılır bir durum aslında. Egemen yaklaşımlar ve çevreler açısından düşünüldüğünde Almanya'da göçmen işçiler olgusuna, bir entegrasyon sorunu, bir "sosyal sorun" olarak bakılıyor ve teknisist çözümler aranıyor. Göçmenlerin başta işçi sınıfı olmak üzere, çoktandır Almanya toplumunun organik bir parçası haline geldiği görmezden geliniyor. Türkiye'de ise 2011 yılı konunun popülerleştirilip magazin haline getirilmesine sahne oldu. Nostalji trenleri kaldırıldı, yetkililer nutuk attı, göçmenlere Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde baskı grubu görevi yüklenmeye kalkışıldı, yüzeysel röportajlar yapılıp yayınlandı. Nâzım Hikmet Akademisi ise bu sığlığın ötesine geçmeye çalıştı, konuyu çeşitli veçheleriyle tartıştı. Elinizdeki kitap 2011 sonbaharında bu çerçevede düzenlenen "Akademi Günleri"ni temel alıyor. (Tanıtım Bülteninden)
2011 Türkiye'den Almanya'ya işçi göçünün başlangıcının 50. yılıydı. Konuyla ilgili ciddi bilimsel ve politik çalışmalar kamuoyuna pek az yansıdı. Bu anlaşılır bir durum aslında. Egemen yaklaşımlar ve çevreler açısından düşünüldüğünde Almanya'da göçmen işçiler olgusuna, bir entegrasyon sorunu, bir "sosyal sorun" olarak bakılıyor ve teknisist çözümler aranıyor. Göçmenlerin başta işçi sınıfı olmak üzere, çoktandır Almanya toplumunun organik bir parçası haline geldiği görmezden geliniyor. Türkiye'de ise 2011 yılı konunun popülerleştirilip magazin haline getirilmesine sahne oldu. Nostalji trenleri kaldırıldı, yetkililer nutuk attı, göçmenlere Türkiye-AB ilişkileri çerçevesinde baskı grubu görevi yüklenmeye kalkışıldı, yüzeysel röportajlar yapılıp yayınlandı. Nâzım Hikmet Akademisi ise bu sığlığın ötesine geçmeye çalıştı, konuyu çeşitli veçheleriyle tartıştı. Elinizdeki kitap 2011 sonbaharında bu çerçevede düzenlenen "Akademi Günleri"ni temel alıyor. (Tanıtım Bülteninden)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat