#smrgSAHAF Akılcılık -

Stok Kodu:
1199045608
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
174 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1995
Çeviren:
Bülent Gözkan
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199045608
431605
Akılcılık -
Akılcılık - #smrgSAHAF
0.00
Felsefe tarihi açısından akılcılık, 17. yüzyılın büyük Akılcı filozoflarının, Descartes, Spinoza ve Leibniz'in ortak felsefi eğilimlerine verilen addır. Aklın deneyden bağımsız, a priori, zorunlu bilgiler ortaya koyabileceği savını temellendirilebilir, doğrulanabilir, sınanabilir bilginin diğer bilme türlerinden, inançtan, imandan ayrılarak kendi başına bir şey olmasında, ya da dünyanın “bilgi içinde” bir şey olmasında, dayanağın Akıl olması da bu gelenekle başlatılabilir. Gerçi teknik anlamda Akılcılığın Akla verdiği yeri diğer felsefi yaklaşımlar, örneğin deneycilik ve olguculuk paylaşmasa da bunların ortak Akılsallık paydası da “bilgi içinde” dünyanın açıklanmasındaki Akılsallık ölçütlerinde birleştikleri öne sürülebilir.

Son dönemlerde ise Akılsallığın ve onun dayanağı Aklın evrensel bir başvuru yeri olamayacağı, evrensel ölçütlerin söz konusu olmadığı ya da bunların Akılla temellendirilemeyeceği, hatta Peter Winch'in ifadesiyle mantıksal ölçütlerin bile toplumsal yaşam biçimleri bağlamından çıktıkları ve ancak onun içinde anlaşılabileceği, yani “Akla Veda”nın zamanının geldiği savlanan ve göreceliğin egemen olduğu bir dönem yaşanıyor.

İşte John Cottingham'ın kitabı, bu “veda” edildiği söylenen Aklı kendine dayanak alan Akılcılığın Eski Yunan'dan günümüze kadar, yalın ve açık bir dille tarihsel bir sunuşunu yapıyor. (Arka kapaktan)

Felsefe tarihi açısından akılcılık, 17. yüzyılın büyük Akılcı filozoflarının, Descartes, Spinoza ve Leibniz'in ortak felsefi eğilimlerine verilen addır. Aklın deneyden bağımsız, a priori, zorunlu bilgiler ortaya koyabileceği savını temellendirilebilir, doğrulanabilir, sınanabilir bilginin diğer bilme türlerinden, inançtan, imandan ayrılarak kendi başına bir şey olmasında, ya da dünyanın “bilgi içinde” bir şey olmasında, dayanağın Akıl olması da bu gelenekle başlatılabilir. Gerçi teknik anlamda Akılcılığın Akla verdiği yeri diğer felsefi yaklaşımlar, örneğin deneycilik ve olguculuk paylaşmasa da bunların ortak Akılsallık paydası da “bilgi içinde” dünyanın açıklanmasındaki Akılsallık ölçütlerinde birleştikleri öne sürülebilir.

Son dönemlerde ise Akılsallığın ve onun dayanağı Aklın evrensel bir başvuru yeri olamayacağı, evrensel ölçütlerin söz konusu olmadığı ya da bunların Akılla temellendirilemeyeceği, hatta Peter Winch'in ifadesiyle mantıksal ölçütlerin bile toplumsal yaşam biçimleri bağlamından çıktıkları ve ancak onun içinde anlaşılabileceği, yani “Akla Veda”nın zamanının geldiği savlanan ve göreceliğin egemen olduğu bir dönem yaşanıyor.

İşte John Cottingham'ın kitabı, bu “veda” edildiği söylenen Aklı kendine dayanak alan Akılcılığın Eski Yunan'dan günümüze kadar, yalın ve açık bir dille tarihsel bir sunuşunu yapıyor. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat