^#smrgSAHAF Aile Şirketlerinde Yönetim ve Kurumsallaşma -

Ülkemizdeki şirketlerin büyük bir çoğunluğu Aile Şirketi niteliğindedir. Aile şirketlerinin ekonomik açıdan müspet tarafları olduğu gibi, yetki dağılımı ve şirketin ikinci, üçüncü nesle devri konusunda bazı olumsuz yönleri de bulunmaktadır. Yani, aile şirketlerinin en zayıf noktası, "aile" ve "şirket" kavramlarının çoğu zaman birbirine karıştırılmasıdır. Patron/baba her şeyi çok iyi bildiğini düşünerek, pazardaki yeni gelişmelerden habersiz kalır. Bu tür şirketlerde, aile şirketi beslediği sürece işler iyi gider; fakat şirket aileyi beslemeye başlayınca, hem aile, hem de şirket çöker.

Aile işletmelerinde, akılcı planlama yerine, güç merkezinin (patronun) temel düşüncelerine önem verilir. Bilgiden ziyade, sezgi öne çıkar ki, bu gerçekçi bir işletmecilik değildir. Aile içi çekişmelerin, işletmeye yansıtılması da, aile şirketlerinin temel sorunlarından birini teşkil eder.

Bir işadamının en çok önemsediği iki varlık, işi ve ailesidir. Aile şirketlerini, diğerlerinden ayıran en önemli özellik, aile ile şirket işlerinin çoğu zaman iç içe girmesidir. Bir tür işle, ailenin kaynaştığı bir yapı olan aile şirketleri, zaman içerisinde kurumsal bir yapıya kavuşmak, yani müesseseleşmek mecburiyetindedir. Çünkü, kurumsal yapı, sürekli başarı için kaçınılmaz bir gerekliliktir.

Şirketler, müesseseleşme sürecini başarı ile tamamlamalı ve kişilerden bağımsız bir işleyişe sahip olmalıdır. Ishac Adizes'in dediği gibi, "Eğer şirket kurucusunun çizdiği çember içinde sıkışıp kalırsa, kurucusu öldüğünde, şirket de ölür!" (Arka kapaktan)